Helsinki Notları

Helsinki Notları
Unity Helsinki ofisi

Finlandiya'da, ve Unity'de, yedinci sene bitmek üzere. Eşimin çalıştığı araştırma grubunun Helsinki'ye taşınma kararının ardından Finlandiya'daki IT sektörü varlığından bihaber, onlarca şirketin remote pozisyonlarına başvurmuş, sonuç alamamıştım.

Eğitimde dünya lideri, hatta dünyanın en mutlu ülkesi diye duysam da, birkaç Avurpa ülkesi ve ABD dışında IT sektöründe iş bulmak mümkün olmaz gibi geliyordu, ve buradaki şirketlerde iş aramak aklımın ucundan geçmedi. Ta ki Gökmen Görgen, Unity Helsinki ofisinde çalışan bir Türkten bahsedene kadar.

Ardından Unity dahil üç yazılım şirketine yazdım, mühendislik ekibinin yoğunluğu yüzünden on-site görüşme olmadan teklif almamın ardından kendimi oyun içi reklamlar dünyasında bulmuştum. Mühendislik ekibinin neden o kadar meşgul olduğunu işe başladıktan bir süre sonra anlayacak, ve sorun yaşadıkları servisin emekli edilişini görmek için uzun seneler çalışmam gerekecekti.

Basitçe anlatmak gerekirse, mobil oyunlarda gördüğünüz ve çok sevdiğiniz ödüllü reklamları size ulaştıran ekiplerin birinde çalışıyorum. Cihaz türüne, oyunun oynandığı ülkeye ve kullanıcının ilgi alanlarına bakarak hangi reklamın gösterileceğine karar veren ve reklam izlendikten sonra oyunun kurulup kurulmadını belirleyen bir dizi servis üzerinde çalışıyoruz.

Problem basit, izlenme sonrası reklamda bahsedilen oyunun kurulmasını sağlayacak reklamı bulmak ve kullanıcıya ulaştırmak. Ancak, milyarlarca mobil cihaz ile her saniye yüzbin reklam servis edildiğinde, iş biraz zorlaşıyor. Hızlı, ve akılı çözümler bulmamız gerekiyor. Eğlenceli bir iş. Bi ara staj imkanlarından bahsederken, neler yaptığımızı detaylı anlatırım.

Helsinki ve Finlandiya'ya gelince; burası sakin bir kuzey Avrupa ülkesi. Geçen seneye kadar NATO ile işi olmamış, etliye sütlüye karışmamış, iklimi ve ekonomisi yüzünden pek göç almamış. Çocukluğumun geçtiği İzmit'in 25 sene önceki hali gibi.

Sakin bir hayat yaşamak isteyenler için güzel ülke, ancak kuzey kutup bölgesine yakınlığı yüzünden kışları uzun, bazı ayları fazla karanlık. Kış aylarında kaçacak, aydınlık ve sıcak bir ülke varsa atlatacağınız türden. Finler, izinlerinin bir kısmını kış aylarında kullanıyor ve karanlık Kasım ayında ülkede pek durmuyor. Birkaç kış geçirdikten sonra, siz de böyle yapmaya başlıyorsunuz.

Bahar ayları karlı, yazları kısa ama bol güneşli. 24 saat güneşi tepede gördüğünüz günler oluyor, gri ve beyazdan yeşile dönen doğanın tadını çıkarabiliyorsunuz.

Bir iş bulup gelmeye niyetlenirseniz, oturma izni kolay çıkıyor. 2 sene vize alıyorsunuz, dilediğininiz gibi iş değiştirebiliyorsunuz. 4 sene kalınca sınırsız oturma izni, sonra 1 sene daha bekleyip dil sınavını geçerseniz vatandaşlık alabiliyorsunuz. Diğer Avrupa ülkelerine göre oldukça kısa bir süre.

Sağlık problemi olduğunda Türkiye'ye gidiyorsunuz ama, eğitim konusunda kafanız rahat oluyor. Ülkenin en zengin insanı da, başkanı da, başbakanı da çocuğunu mahalledeki kreşe gönderiyor, sonra aynı bölgedeki ilkokula.

Aylık masraf dökümü tutuyordum kenarda bir ara, olur da taşınmak isteyenler maaş pazarlığı sırasında aklında bulundursun diye. Başka bir yazının konusu olsun.

Mastodon